NUMARALI
HADİS-İ ŞERİF:
حَدَّثَنَا
أَحْمَدُ
بْنُ صَالِحٍ
حَدَّثَنَا
ابْنُ وَهْبٍ
ح و
حَدَّثَنَا
سُلَيْمَانُ
بْنُ دَاوُدَ
الْمَهْرِيُّ
أَخْبَرَنَا
ابْنُ وَهْبٍ
وَهَذَا
لَفْظُهُ
أَخْبَرَنِي
أُسَامَةُ
بْنُ زَيْدٍ
اللَّيْثِيُّ
أَنَّ ابْنَ
شِهَابٍ
أَخْبَرَهُ
أَنَّ أَنَسَ
بْنَ مَالِكٍ
حَدَّثَهُمْ
أَنَّ
شُهَدَاءَ
أُحُدٍ لَمْ
يُغَسَّلُوا
وَدُفِنُوا
بِدِمَائِهِمْ
وَلَمْ
يُصَلَّ
عَلَيْهِمْ
Enes b. Malik’(in) haber
verdiğine göre,
Uhud şehidleri
yıkanmadan ve üzerlerine namaz kılınmadan kanlarıyla gömülmüşlerdir."
İzah:
Bu hadis-i şerif, harp
meydanında savaşırken şehid olan bir kimsenin, cünub bile olsa yıkanmadan ve
üzerine namaz kılınmadan defnedileceğini söyleyen Maliki âlimleri ile Şafiî
âlimlerinden bir kısmının ve Ata, Nehai, Süleyman b. Musa, el-Leys, Yahya
el-Ensarî, İbnü'l-Münzir, Ebû Sevr gibi mütekaddiminden olan ilim adamlarının
delilidir. Bu görüşte olan âlimler bu mevzudaki görüşlerine ayrıca Cabir
(r.a)'den rivayet edilen "Nebi (s.a.v.) Bedir şehidlerini yıkanmadan ve
üzerlerine namaz kılınmadan, kanlarıyla defnedilmesini emretti"[İbn Mace,
cenaiz; Buhârî, cenaiz] Hanbeli âlimlerine göre, şehid, yıkanmadan ve üzerine
namaz kılınmadan defnedilir. Fakat, eğer cünüb iken şehid olmuşsa yıkanır.
Şafiî ulemasından bazıları da bu mevzuda Hanbeliler gibi düşünmektedirler.
Delilleri ise, lbn İshak'ın el-Meğazi İsimli eserinde nakletmiş olduğu şu
hadis-i şeriftir: "Hanzala b. er-Rahib Uhud'-da şehid edilmişti. Bunun
üzerine Nebi (s.a.v.) "Hanzalamn bu hali nedir? Ben onu melekler yıkarken
gördüm" buyurdu. Orada bulunanlar da "O karısıyla cima etmişti. Sonra
savaş ilanını işitince yıkanmadan savaşa çıkmıştı” cevabını verdiler. Sözü
geçen alimlere göre, cünüblük-ten dola, ı yıkanmak farz olduğundan ve ölmekle
cünüblük zail olmayacağından dolayı, cünüb iken şehid olan bir kimseyi kabre
koymadan önce yıkamak da farzdır.
O şehidin üzerine namaz
kılınıp kılınmayacağı mevzuunda İmam Ahmed'den iki görüş rivayet edilmiştir.Bu
görüşlerin en sahih olanı, kılınmaya-cağına dair olan görüştür. el-Hallal ise
İmam Ahmed'in diğer görüşünü tercih ederek kılınacağını söylemiştir.
Hanbeli âlimlerinden
îbn Kudame, el-Muğni isimli eserinde İmam Ah-med (r.a)'in bu mevzudaki görüşüne
temas ederek şu neticeye ulaşıyor: "îmam Ahmed'in bu mevzudaki görüşünü
şehid üzerine namaz kılmak farz değildir, müstehabdır" şeklinde özetlemek
mümkündür.
îbn Müseyyeb ile
Hasan-ı Basri'ye göre ise, şehid yıkanır ve üzerine namaz kılınır. Çünkü
cenazeyi yıkamak ademoğluna bir ikramdır. Şehid ise bu keramete daha layıktır.
imam Ebû Hanİfe ile
ashabına ve imam Sevri, el-Müzenî, Hasan-ı Bas-ri İbn Müseyyeb gibi bazı
imamlara göre ise, şehid yıkanmadan üzerine namaz kılındıktan sonra
defnedilir. Ancak imam Ebû Hanife (r.a); Eğer şehid cünub iken ölmüş veya sabi
yahut da deli idiyse üzerine namaz kılmadan önce yıkanması icabeder. Delilleri
ise Beyhaki'nin mürsel ve bu mevzuda rivayet edilen hadislerin en sahihi
kaydıyla Ebû Malik el-Ğıfari'den rivayet ettiği "Nebi (s.a.v.) Uhut
şehidleri üzerine onar onar yetmiş defa namaz kılmıştır" mealindeki hadisi
şeriftir.
el-Hılafiyyat isimli
eserde açıklandığına göre, İmam Şâfü bu hadisi kusurlu bulmuş ve "zaten
Uhud şehidlerinin tümü yetmiş kişiden ibaretti. Hz. Nebi onların namazını onar
kişilik gruplar halinde kıldırdıysa, nasıl olmuşta yetmiş defa namaz
kılmış" diyerek bu görüşü reddetmiştir. Menhel yazarı da bu mevzuda İmam
Şafiî (r.a)'in görüşünü tercih etmiştir.[Menhel VIII.290.]
Hanefî ulemasından
el-Kâsânî'nin Bedayiü's-Sanayi isimli eserinde açıklandığına göre, Beyhaki'nin
Hz. Nebiin Uhud şehitleri üzerine yetmiş defa namaz kıldığına dair rivayet
ettiği hadis sahihtir. Cabir (r.aî'in Hz. Peygamberin Uhud şehidleri üzerine
namaz kılmadığına dair rivayet ettiği hadis zayıftır. Çünkü o gün Cabir
(r.a)'in babası da şehid olmuştu. Onu Medine'ye nasıl götürebileceğini
anlayabilmek için Medine'ye gitmişti. Hz. Peygamber şehitlerin namazını Hz.
Cabir Medine'de iken kıldığından, Hz. Cabir'in bundan haberi olmadı. Bu yüzden
de orada bulunup da Rasûl-ü Ekrem'in Uhut şehitleri üzerine Cenaze namazı
kıldığım görenler, gördüklerini naklettiler, görmeyenler de kıhnmadığını
zannettiler.[Bezlu'l-Mechud, XIV,103.]
Bu mevzuda Halebi Münye
şerhinde şöyle der: "Hz. Nebiin Uhut şehitlerinin üzerine namaz kıldığına
dair rivayet edilmiş olan hadislerden her-birinin sıhhat derecesine
yükselmediğini kabul etsek bile, hasen derecesinden aşağıya düşmez.[Davudoğlu,
A. İbn Abidin, 111,519.]